Deuce Korttan Notlar

Dört, beş gün önce kısa video'lar üzerine kısa analizler yaptığım bir instagram hesabı açtım: @magnusetkisi US Open 2018'in da etkisi ile 20'ye yakın video analiz girebildim. Bu analizlerin bir çoğu, bu ara fena halde taktığım yaklaşma vuruşları örnekleri ile ilgili. Ama diğer konular da mevcut. Zaten youtube'da izlediğim bir çok video var ve çoğunda basit de olsa kendime göre analizler, çıkarımlar yapmaya çalışıyordum. Bunların sadece ilgili kısımlarını alıp daha sonra not olacak şekilde küçük açıklamaların daha pratik ve kalıcı olabileceğini düşünüyorum.   

I've already written about this but here it's in English. Instead of covering the whole bumper with a single protection tape, you can split the tape into two and stick them separately. By doing this when you need to replace your strings, you don't have to remove the protection tape. Just like below.

Dominant kolum sağ kol ve 2-3 aydır artık tek el backhand kullanıyorum. Dolayısıyla sol kolumu pek kullanmıyorum gibi gözüküyor. Ama durum öyle değil tabi. Dominant olmayan kolumun ne gibi önemli etkileri olduğunu listeleyelim. Forehand ve özellikle servis esnasında kuvvet toplamak için. Smash esnasında odaklanabilmek için. Backhand sonrası dengeyi kaybetmemek için. Vuruş öncelerinde grip'i ayarlayabilmek için. Forehand'de eastern/semi-western arası, Backhand'de eastern, Volley'lerde continental. Servis esnasında topu havaya fırlatmaktan bahsetmek komik olur diye ondan bahsetmeyeceğim :P En önemli etkilerinden birini biraz daha açmak mümkün; denge. Denge; "dikey yer çekimi çizgisinin sağlanması" olarak tanımlanıyor. Vucüt veya bir kol bir tarafa savrulurken dengeyi korumanın yolu diğer ve hatta eş değer uzvun (kolun) ters yöne hareketi ile gerçekleşmesi. Aslında bunun doğal olarak vuku bulması lazım ama heyhat...

Biyomekanik, biyolojik sistemlerdeki mekanik hareketlerin hücre gibi mikro seviyelerden bütün organizma gibi makro seviyelere kadar yapısını ve fonksiyonunu araştıran bilim dalıdır. Bu konuyu ilgilendiren (bilmeden) şimdiye kadar bir çok küçük yazı yazmışımr ama özelinde tenise uygulamalarını öğrendikçe daha doğru şeyler yazmaya çalışacağım. Tenis'te vuruş kalitesini belirleyen bir değil bir çok etken var. Aşağıdaki videoda servis hareketinin karmaşıklığını görmek mümkün. Yeni başlayan biri için nispeten tek boyutlu flat servisler daha kolay gelebilir ama servisin etkisini arttırmak için tek boyutlu hareket yerine birbirine bağlı bir çok "dönme" hareketi kullanılmalı. Omuzların dikey rotasyonu (cartwheel), göğüsün yatay rotasyonu, bacakların hem yatay hem dikey rotasyonu, vucüdün komple ileri ve havaya fırlatılması sadece "aşağı" kısımlardaki hareketlilik. Buna Kolun hareketi, ön kolun çevrilmesi ve bileğin aşağı savrulması da eklenince, işte o zaman, top...

Geçenlerde İlhan, Federer'in 2018 US Open'a hazırlandığı bir antrenman videosunu gönderdi. Dikkatimi çeken şey karşıdaki oyuncuların split step'i es geçmeleri... Bu seviyede split step gerçekten çok önemli demek ki. Bu konu hakkında oynamaya başlarken de bayağı yazmışım .

Here are some of the things I have deduced from the last match played in which I was crushed; Learn to kill the very weak second serve. That means either solid angled ground-strokes or good drop-shots. Improve reflexes for figuring out the RIGHT opportunities rushing to the net. Increase general endurance. Improve drop-shots from the baseline when the opponent is out and back.  

Tenis kortları zemin anlamında sert ve sert olmayan zeminler olarak ikiye ayrılıyor. Ve bildiğim üç temel zemin var; çim, sert ve toprak. Aynen raket kordaj değişiklikleri gibi tenis ayakkabıları da (özellikle tabanları) bu zeminlere göre farklılık gösteriyor. Eğer tenis ayakkabınızın altı aşağıdaki gibi küçük kabarcıklardan oluşuyorsa çim zemin ayakkabısı oluyor. Bu şekilde çok kaygan olan çim zeminde yeterli bir tutuş elde etmek mümkün ancak bazı durumlarda çime zarar vermemesi için tamamen düz tabanlı ayakkabılar zorunlu tutulabiliyormuş... Eğer aşağıdaki gibi bir tabanı varsa toprak zemin için tasarlanmış demektir. Balık sırtı dizayn sayesinde aralara giren parçacıkların rahat çıkması ve zeminde kaymayı kolaylaştırması sağlanmış. Aynı zamanda bazı ayakkabılar da toprağın ayak içine girmemesi için çorap tarzı bir ara katman da sağlanıyor. Eğer aşağıdaki gibi ise sert zemin ayakkabısı olarak düşünebiliriz. Daha kaba bir taban ile sert zeminin neden olabileceği eskimele...

İlk defa bugün toprak kortta oynama şerefine nail oldum. Başka toprak kort görmediğim için kalitesi konusunda birşey söylemek zor ama güzel bir tecrübeydi. Daha yavaş olduğu kesin ama baseliner bir rakip karşısında ezildim. Nefesim ilk setten sonra her zaman ki gibi yetmedi :) Yaz ayında 15:30-16:00 arası bayağı bir zorlandığımı ifade etmeliyim. Kiralasanız bile bir kural olarak oyun bittikten sonra düzeltme filesi (drag brush) ile herkes kendi tarafını düzeltiyor.  Meşhur, raketle ayakkabıların altına veya arkasına vurma suretiyle toprağı temizleme hareketine hiç gereksinim duymadığını söylemeliyim. Ama keyfine bir defa yaptım. Büyük ihtimal oraya buraya çok koşup kaymadığım için olabilir ama aslında oyun sonrası baktığımda ayakkabı taban kıvrımlarına çok fazla parçanın girmiş olduğunu gördüm. Demek bu hareketin bir nedeni varmış.    Çok sürreal bir deneyimdi, bazen aldığım puanları (hatırlamak aslında daha kolay olur diye örnek veriyorum) nasıl aldığımı hatırlamay...

File önüne gelen rakipler için, bana çoğunlukla yapıldığı için biliyorum, en önemli strateji lob toplar . Bu şekilde basit bir vuruş ile file önündeki rakibi koşturmak ve profesyonellerin bile zor yaptıkları bir return'e zorlamak mümkün (bknz başarılı ama nadir bir tweener ). Birincisi, "file önüne gitmek" basit ama olduğumuz durumdan daha berbat bir hale sokmamak için gerçekleştirmeden önce şartlarının oluşması lazım. Yani yaklaşma vuruşunun etkili bir volley, drop-shot veya ground-stroke olması gerekiyor. Etkili kelimesinin anlamını size bırakıyorum ama kısaca rakibi cidden zor durumda bırakması lazım. İkincisi, üç türlü lob var; underspin (defansif), topspin (ofansif) ve düz. Düz olanı geçiyorum, en basiti bu. Ama etkisi de sınırlı. Underspin lob topu aşırtayım derken cılkını çıkarmamak için kullanılıyor, yani düştüğünde çizgiler içinde kalması için. Yani daha sağlamcı ama yavaş olduğu için riskli bir top. Bu arada hepsini rakibin backhand'ine atmanın önemi...

There are various kinds of tests in the field of Software Development; Unit tests, Integration tests, Regression tests, Functional tests, Security tests, etc. "So what?" you may ask... Now today I was training for my serves at the court. Then I remembered one of my postings . There, as a ToDo , I wrote "I've to move quickly to the outside of the base-line as soon as I took the serve". Interestingly enough, when I try the serves, today, I realized that I took a shot, however, I don't practice the after-action or in other words post-mortem. I hit a serve but stay there analyzing the ball trajectory and all. This is fine for most of the exercise duration, however, to integrate that into my real play I have to do more. That is after taking the shot I started to think that there will be an imaginary return and move back to the back of the baseline... Here's Thiem's position and his effort to go back against Raonic (look at his right foot). This effort ...

Sadece oturup dinlemek yerine fiziksel aktiviteler aracılığı ile öğrenme şekline Kinestetik Öğrenme (dokunarak öğrenme) derlermiş. Zor bir bilgiyi öğrenmenin en etkili yollarından birinin bütün vücut hareketlerini kullanarak öğrenme olduğu söyleniyor. 1940'lı yıllarda ilk bahsedilmeye başlanmış okuduğum kadarı ile. Yeni Zelanda'lı (hayatımda ilk defa Yeni Zelanda yazıyorum) bir öğretmenin aşağıdaki modeli farklı şekilde öğrenmeye açık olan bireyler için tasarlanmış; Hands-on learning Visual learning Auditory learning Read/write learning Kinesthetic learning Dans, spor, laboratuvar işleri vb. en alttaki kinestetik öğrenme stili ile daha iyi edinilebilecek dallardanmış. Yukarıdaki modellere bakınca Tenis için en uygunun da Kinestetik Öğrenme biçimi olduğu aşikar. Okuma/Yazma ile öğrenecek değildik... :P Peki bu öğrenme modelindeki, bariz olan oynama dışında, bazı stratejik kriterler ne olabilir? Öğrencilerin devamlı gözlem altında olması (verilerin toplanmas...

3-5 hafta önce servisin biyomekaniğini araştırırken Cart Wheel benzetmesine ve dolayısıyla bu benzetmeyi yapan Bruce Elliot ismine eriştim. Onun aşağıdaki iki kitabı için sipariş verdim, bir aya gelecek tahmini.

Yaptığımız maçların bir çoğunu kayıt altına alıyorum, bunun için aldığım aksiyon kamerasını tellere ve yukarı takabilmek için özel olarak demir havlu askılığından ve bir selfi çubuğundan aparat da yaptım. Bu şekilde yukarıdan 110 derecelik bir fish-eye açısıyla bütün kortu çekebiliyorum. Maç sonrası bu 5'er dakikalık kayıtlardan oluşan maçı telefonuma aktarıp, boş zaman buldukça izliyorum. En son yaptığım maçı izlerken 2-3 analiz yaptım onları sıralayayım; Hala beklediğimden çok kötü oynuyorum. Pfff. İkinci servislerim çok yetersiz, belirli bir kaliteye ulaşması için servis alıştırmalarına devam etmeliyim Rakibin kısa toplarında no man's land'den yaptığım yaklaşma vuruşları sonrası bazen yerimde kalıyorum, mutlaka merkez nokta pozisyonuna göre hızlıca nete yaklaşmalıyım. Half-volley'lerde raketimi daha aşağı indirmeliyim, çoğunlukla top altından kaçıp gidiyor... :) Demek bu konuda ön sezilerim berbat. Servis sonrası hemen base-line geri çıkmalıyım, hareket...

Uzun zamandır evde boş bulduğum zamanlarda raketi elime alıp, salonda, yeterli boşluğun olduğuna emin olarak , shadow swing ve ayrıca malum yerde mutlaka tek el backhand ve forehand mental tasvirleri yapıyorum. Mental tasvirin tek el backhand'imi geliştirdiğine eminim.  Profesyonel oyunculardan bazılarının günlük antrenman programında farklı duyularını işin içine katarak yaptıkları mental tasvir olduğunu okuyorum. Farklı duyular derken, gözlerini kapatıp detaylı bir forehand, slice, servis veya backhand hayal etmenin yanında, top ve ayak seslerini hatta ve hatta topun kokusunu, aldığı-verdiği nefesten de bahsediyorum. Yani çok detaylı mental tasvirler. Günlük antrenman programlarına mental tasvir kullanan bazı büyük sporcular; Tiger Woods, Michael Phelps, Chris Evert.   Hatta toplam 18 Grand Slam 'i bulunan Chris Evert'in aşağıdaki beyanı çok ilgi çekici.

Aren't those flashy yellow balls are extremely attractive? When they are new, they propagate an exquisite feel for being hit. :) It's no wonder that dogs love playing with it. Nevertheless, I always wondered how a tennis ball is manufactured... Here are two videos, one new and the other relatively old , giving some details. It seems the technique hasn't been changed in the modern era. Of course there are certain changes, an interesting one of which is the forming the pressure inside the ball. In the older days they place a chemical pill inside which sublimates with the heat. Nowadays they manage to tunnel pressure just before sealing two hemispheres.

Tenis raketinin telleri ve grip'i dışında en çabuk eskiyen yeri kafa kısmı. Özellikle zor bir topa yetişmeye çalıştığım zamanlarda genellikle bu kısmın yerle teması gerçekleşiyor ve dolayısıyla aşınmalar kaçınılmaz oluyor. Kaliteli bir rakete harcadığımız para düşünüldüğünde bu tür aşınmaları minimuma indirmek için raket kafa koruyucusu kullanıyorum. Bu korumayı telefon kılıflarına benzetebiliriz aslında. Koruyucu bantların sarıldığı kısım aslında genellikle raketin değiştirilebilir bir parçası oluyor ve bu parçaya tampon diyorlar. Ama buralarda öyle bir yer veya materyal var mıdır hiç araştırmadım... Bantların fiyatları ise 15-20TL gibi ve iki kez kullanabiliyorsunuz... Dolayısıyla koruyucu bantlar şimdilik derdime çare oluyorlar. Eskidiklerinde kolaylıkla çıkarıp yenisini takmak zor olmuyor. Bu bantları çıkarmadan kordaj değiştirmek isterseniz, bandı yapıştırmadan önce ortadan dikey olarak ikiye kesip tellerin raketi delip geçtiği yerlere gelmeyecek şekilde ayrı ayrı yap...

Maçlara İlhan'la mutlaka mini-kort'ta top alış-verişi yaparak başlıyoruz. Ders yaptığımız süre zarfında aynı şeyi Oğuz Hoca ile de yapıyorduk. Oyuna ve vuruşlara ısınmak (sağ bileğim dahil) için işime ne kadar yarıyor anlatamam. Servis çizgisi içini baz alarak ama follow-through'ları es geçmeyerek başladığımız rally'ler, giderek base-line çizgisi ve ötesine kadar açılmak suretiyle ısınma bölümünü tamamlıyoruz. Aslında belki de bazı session'larda maç yerine sadece aşağıdaki gibi rahat en uzun rally'leri denesek daha mantıklı bile olabilir. Hareketli topa ve pozisyon almaya alışmak o kadar önemli ki... Bütün dikkatimizi puan alma derdi olmadan buna harcayabileceğimiz rally'ler. Korta girer girmez bam, güm rally'leri, halı sahada sahaya girer girmez ilk önüne gelen topa yaradana sığınıp vuran arkadaşlara benzetiyorum. Tabi alışık olmayınca hemen insanın orası burası atıyor :)

2011 senesinde Nadal ile Llodra toprak kortta karşılaşmış. Gerçi toprak olması (net rusher, serve & volleyer) olan Llodra için bir dezavantaj çünkü oyun daha yavaş. Nadal'ın toplara yetişmesi daha kolay, servisler sektikten sonra daha hızlı yavaşlıyor vb. Ama yine de yeni raket teknolojisi, ağır topspin nedeniyle return'lerin ve baseline vuruşların sertliği nedeniyle serve&volley'in neden öldüğünü açık bir şekilde gösteren bir maç olmuş. Federer bile artık çok nadiren rakibin temposunu bozmak ve belki de daha fazla yorulmamak için stratejik olarak deniyor bunu...

Youtube'da karşılaştığımda çooook uzun zaman önce çocukken izlediğim klasik müzik orkestraları ve Danny Kaye aklıma geldi. Gösteri maçlarında gerçekten yetenekli olduğunu kanıtlıyor. Yaşı itibarıyla da hareketleri çok iyi... Belki bir iki tanesini kortta denemek eğlenceli olabilir. ;)

Sabah servis antrenmanı sonrası uzun süredir çok gerek duymadığım için yapmadığım sağ bacak diz altı buz tedavisini uyguladım. Ancak hava sıcak olduğundan buz torbası ile uyguladığım bölge arasına herhangi bir havlu vb. koymadım. 5dk sonra torbayı kaldırdığımda derimde ciddi kızarık kabarıklıklar olduğunu gördüm. İlk bakışta allerji problemi gibi gelse de sonradan dank etti. İlk defa böyle bir şey başıma geldiğinden yazmak istedim. İlgili bölgeyi yavaş yavaş normal sıcaklığa ulaştırmak öneriliyor. Kesinlikle sıcak (>35 derece) veya soğuk uygulanmamalı bu noktanda sonra. Çok ciddi bir yanma veya yara söz konusu ise mutlaka doktora gidilmeli. Ilık bir duş sonrası kabarıklıkların ve keskin renginin yavaş yavaş söndüğünü görsem de nöbetçi eczane aradım ve bir yanık merhemi uyguladım. Ama bölgeyi herhangi bir sargı bezi vb. ile kapatmadan. Buzluktan çıkarır çıkarmaz değil de biraz bekledikten ve deri ile buz torbası arasına bir havlu koyarak 5-10 dk geçmeyecek şekilde bu tedavi...

What? "The listening to the sound as a strategy" you may be thinking, "what on earth?". Well, here's a memory laid on your way. I was playing a single point game with one our coaches and I was able to send a deep cross-court ball which she wasn't expecting. So, she started to run towards it to the back not seeing the court... And as soon as I sent the ball, I thought it a nice opportunity to get close to the net and started to run, too, with a considerable amount of excitement for I was closing the point :)). But when I got closer to the net, she anticipated and managed to gave me a deep lob, which landed near but inside of the baseline, way back of me. Instead of hunting I was hunted gracefully albeit mercilessly. I shouted, "how did you know that? you can't possibly see me advancing". And instantly she replied, "your advancing feet sound are all over the place..." Pffff. So, of course watching the opponent with one eye ...

I'm on and off with the single hand backhand, but I desire to use it most of the time not only for the meaningful reason that it looks so esthetic. There are many players out there that we can copy this technique from, however, none of them is so popular than Federer. So what that means is there are tons of his clips on youtube. And I'm no jealous you know, well maybe a bit, but between you and me, he barrows his technique from the older ones... Don't believe me, take a look at Boris Becker's, Stefan Edberg's or even Ivan Lendel's ;) Anyways, Federer's single hand backhand is a weapon. There are many ways to look at it and with my untrained eyes here's what I picked up from all those videos; Now his feet are fast. Therefore he is, most of the time, behind the ball. And I'm pretty sure he sees the ball in slow motion (4K). Even I can hit that way... Don't get confused the techniques in his normal training videos with the real matches. In ...

Üç gündür her sabah servis atışı çalışmaları yapıyorum. Hem ilk servis hem ikinci servis ve pronation yanında, top atışımı daha kararlı hale nasıl getirebilirim, hangi vuruş biçimlerini alışkanlık haline getirmeliyim alıştırmalarını da yapmaya çalışıyorum. Bir çok alt hareketten oluştuğu için herbirine ayrı ayrı odaklanmak gerekiyor ve kesintisiz bir çoğunu bilinç altı hale getirmek zor. Servis çalışmalarının üzerinden aylar geçse de yanlışları düzeltmek için geç değil, dolayısıyla değişiklik yapmaktan çekinmiyorum. Topu yandan değil önden çıkarmak,  Vücut hareketsizken daha kararlı yapabildiğimi anladığım için ağırlık arka ayakta iken atışı gerçekleştirmek,  Atışı savurma veya fırlatma değil de daha çok yerine koymak mentalitesi ile gerçekleştirmek Raketi ilk servis için daha çok Eastern ile Continental arası tutmak şimdilik Hareket öncesi raket ile yan yana tutarken topu sol elimin parmak uçlarına götürmek Kendimi sıktığımı farkettiğimde servisi üç parmak ile gerçek...

Raket sporlarında (rakibi olan diğer tüm sporlar da dahil) maçların, antrenman ve serbest oturumlara göre bambaşka bir havası var. Maçlarda işin rengi değişiyor. Bence tamamıyla puan alma iç güdüsü, rakibin vuruş biçimine adaptasyon, stres, heyecan maçların bu farklı havasının nedenlerinden bazıları. Bütün bu oyunun kalitesini negatif yönde düşüren nedenleri aşmanın en önemli ilacı (çözmek istenen veya daha iyi rakiplerlerle) daha fazla maç yapmak. Bu şekilde hem rütine binen işteki stresten kurtulmak, hem de rakibin tekrarlayan şablonlarını kavrayarak çözmek ve karşı strateji üretebilmek mümkün. Yüksek ihtimal, oyun olarak belirli bir olgunluğa ulaşmış sporcular bu işi kısa sürede çözebiliyorlar. Ama henüz yeni başlamış rekreasyon oyuncuları için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Gerçi elimizde kısa yoldan uygulayabileceğimiz genel geçer stratejiler var; Bazen çok kaliteli olmasa da drop-shot denemeleri Slice vuruşlar Rakibin hangi kolunu kullandığını görerek, özellikle bac...

It's normal to be amazed with the progression of the sports through out the decades. Tennis, as with other sports, has been showing substantial improvement on agility, rules, techniques, speed, power and durability. Let's look at two Rolland Garros matches.  The one below is from 1970. The shots are softer, but strategy plays a very important factor. The one below is from 2018. It seems strategy, albeit is still important, is undermined by the amazing powerful shots. It seems like two bulls clash head-to-head...

Gördüğüm kadarı ile servis esnasında ayakların iki veya üç türlü pozisyonu mevcut. Birincisinde ayaklardan biri diğerinin arkasında ve ucu kortun yanını gösteriyor. Bu pozisyonda servis hareketi sürecinde belirgin bir ağırlık transferi mevcut; öndeki bacaktan arkadaki bacağa ve sonra tekrar öne. Bu pozisyona platform duruşu deniyor. Djokovic'in ayaklarını izleyelim... Aynı durum Federer, Cilic, Thiem, Gasquet, Raonic'de de var. İkincisinde ise servisin başlangıcın sonuna kadar ayaklar yanana. Buna nokta duruşu deniyor. Monfils'in ayaklarının pozisyonuna bakalım. Burda belirgin bir ağırlık transferi yok. Bu vuruşa pek rastlamıyorum... Son olarak aynı perspektiften Schwartzman'ın (Nadal, Wawrinka, Zverev, Nishikori, Berdych, Kyrgios) servisini inceleyelim. Başlangıcı Djokovic'inki gibi, ağırlık transferi var, ama sonra sağ ayak solun yanına alınıyor ve sıçrama bu şekilde gerçekleştiriliyor. (Ben de bu şekilde kullanıyorum, özellikle deuce korttan attığı...

Teniste her vuruşun başlangıcı, hareketin bütününü etkiliyor. Servis için topun doğru yere düşecek şekilde atılması da servisin bütünü için kritik bir önem taşıyor. Tecrübe ettiğim kadarı ile bunu kararlı yapabilmek çok zor. Hele hele yorulmaya başladıktan sonra... Konu hakkında daha önce de yazmaya çalıştım , ama burda biraz daha yaşadığım zorlukları ve hangi atış türünün servisime şimdilik iyi geldiğini yazmaya çalışacağım kısaca. Yan not olarak, servis atarken telefonum ile bir kaç açıdan yapılmış yavaş çekimi izlememin çok faydalı olduğunu söylemek isterim. 1. Topu kolumu baseline çizgisine paralel olarak attığımda daha kötü atışlar yapıyorum (Oğuz hoca bunu zaten derslerde söylemişti ama belli bir süre sonra değiştirmek gerçekten zor). Dolayısıyla topu daha önden çıkarmanın sanki son bireysel çalışmalarımda daha kararlı top atışları sağladığını düşünüyorum. 2. Kolumun atış boyunca kesintili bir hareket yapmasının topun yörüngesini kötü etkilediğini farkettim. Kolumu daha raha...

Who says serve & volley is dead? This is world #1 doing it the whole match ... True, he lost it but still, when you are really good at the net this is a very scary strategy for the opponent. As a recreational player, why shouldn't I try this? I'll try this on my next match :)

Topu hava fırlatmak için kullandığımız kolumuzun iyi ve etkili bir servis için önemli fonksiyonları var. Öncelikle hareketin devamlılığı ve kesintiye uğramaması için el toptan çıktıktan sonra hareketine devam etmesi ve yukarıya doğru çıkmaya devam etmesi gerekiyor. Bu bir kenarda kalsın. Ama konu sadece bununla sınırlı değil... Bir çok vurma sporunda olduğu gibi koldan alınan kuvvet çok önemli. Örnek mi? Mesela cirit atma. Aşağıdaki yavaşlatılmış video, fırlatma hareketinin tenisteki servis hareketine ne kadar benzediğini ortaya koyuyor; 1. fırlatma aslında yukarı doğru bir savuruş 2. fırlatma anında ön koldaki içe doğru dönme hareketi 3. gövdenin yandan öne dönüşü 4. ayaklar yardımı ile yerden alınan kuvvet 5. fırlatmayan koldan alınan güç Yani servis esnasında yukarıdan aşağı çekilen koldan güç alınıyor. Bu kolun hareketi aynı zamanda gövdenin doğru bir şekilde yana dönmesini kolaylaştırıyor. Ve tabiki bu kol top ile doğru yerde buluşmak için göze yardımcılık yapıyor (ay...

Bir yerde okumuştum sanırım, Billie Jean King'in bir sözü de olabilir bulamadım, "eğer bütün return'lerim baseline çizgisinin yarım metre içine düşseydi, bütün maçlarımı kazanırdım" manasında bir düşünce aklımda kalmış. Hiç de haksız sayılmaz. Derin ve özellikle yüksek gelen toplar karşılayan rekreasyonel oyuncular için gerçekten zor. Eğer zamanlamamıza güveniyorsak bu tür toplara etkili bir şekilde vurmanın bir yolu da, kortun bizim tarafımıza sektikten sonra top ile henüz yükselirken buluşmak. Camila Giorgi aşağıda çekilmiş videosunda 2-3 defa bu vuruş tipini gerçekleştiriyor. Hangi vuruşların top henüz yükselirken yapıldığını daha rahat anlamak için, topun korttan sekme sesi ile ve vuruş esnasında çıkardığı ses arasındaki zaman farkına dikkat edebilirsiniz. Bahsettiğim vuruşlarda arada çok kısa bir zaman farklı olmalı; bambam. bambam... gibi :) Klasik forehand'lerinde ise bu zaman farkı daha fazla. bam...bam. gibi... Bu tür toplarda geriye gidip, top düş...

Bu ortamda raketlerimi övüp hava atacak değilim. Hiç bir zaman böyle bir insan olmadım. Zaten tanıyanlar da benden böyle bir davranışı beklemez. :P Yüz ifadelerini emojilerden başka bir şey  kullanarak belirtmemiş bir nesil bunun alnamını bilmez. Ama yokluktan geliyoruz biz... Ama yine de hangi raketleri kullanıyorum yazmak istedim. İlk kullanmaya başladığım raket Prince Airo Attack MidPlus. 105 inch kafa büyüklüğü ve kordajsız 270gr. Yaklaşık 3 ay sonra Wilson Pro Staff 100L aldım. 100 inch kafa büyüklüğü ve kordajsız 285gr. En sonunda ise Babolat Pure Drive. 100 inch kafa büyüklüğü ve kordajsız 300gr. Şu an bunu kullanmaya çalışıyorum. Daha ağır olması kontrolümü arttırdığını söyleyebilirim. Ama benim gibi bir rekreasyon oyuncusunda çok da büyük bir etkisi olmadı.

Pancho Gonzalez 1954-1960 yılları arası 7 sene boyunca Dünya 1 numarası olmuş. Bu büyük tenis sporcusunun en büyük özelliklerinden biri servisiymiş. Zamanlarında her ne kadar tahta, küçük kafalı raketler ve sıçrama yasağı gibi kurallar olsa da servisi çok akıcı ve çok efor gerektirmeyecek şekilde...

It's hard to leave my eyes off the ball on the tennis court when I'm watching someone else playing. However, it is more important to pay attention to the player him/herself than the ball trajectory. Why? Well, for a number of reasons. First of all, it takes only 5ms of dwell time however seconds of prior preparation. That means it's more important to learn what is happening before the ball contact. And we can learn a lot when watching the better players not the ball. Here's Novak Djokovic's practice session captured from the right angle! In contrast just look at this video. Any back angle just ruins this phenomenon for me, it becomes hard to follow Novak where the good staff is going on (I'm talking about the footwork, swings, follow-throughs for God's sake!). Another reason you might wonder? By watching the player's movement you can figure out more weaknesses. And one more, you have to watch the player against you to understand if a ball i...

Geçenlerde bilgi güvenliği ve tenis ne kadar birbirbirine benziyor sorusu kafama takıldı. Çok zorlamadan aklıma gelenleri yazayım; Tenis maçlarında en önemli konulardan biri rakibin eksik noktalarını bulmak ve üzerine oynamak. Aynı şey tam anlamı ile hacking için de geçerli. Hedef sistemler hakkında bilgi topladıktan sonra, bir çok (mümkünse çok az) deneme ve yanılma yaparak zafiyet aramak ilk yapılması gereken şeylerden. Zafiyet bulunduktan sonra da exploit edilmesi, yani kullanılması gerekiyor... :) Bu arada aynı eksiklik bulma sürecini sporcunun kendi kendisine de uygulaması gerekiyor. Mümkünse başkasının gözünden. Aynı şey kendi sistemlerini tecrübeleri başkaları tarafından güvenlik açısından test ettiren kişiler/kurumlar için de geçerli. Buna genel anlamda penetration test deniyor. Tenis için zamanla teknikler ve oynama stilleri değişiyor. 20 sene önce oynanan tenis ile şimdiki tenis çok farklı. Aynı durumda hacking teknikleri için de geçerli. Her ne kadar eski teknikle...

Forehand'i ilk öğrendiğimizde bahsedilen en önemli şeylerden biri sağ el bileğinin raket açılır açılmaz kırılarak sabitlenmesiydi. Bu şekilde sabitlenen bilek topla buluşana kadar aynı şekilde kalıyor, dolayısıyla düz ve kararlı vuruşlar mümkün oluyor. Aynı şey çift el backhand için de geçerli... Sağlak biri için sol kolumuzun ana unsur olduğu çift el backhand vuruşunda, raket açılınca sol el bileği de aynı forehand'de sağ el bileği gibi kırılarak sabitleniyor. Hatta bunun en iyi göstergesi, raket sapının altından tutan sağ el bileğinin esneyerek dışa doğru dönmesi... Aşağıda Serena Williams'ın el bileklerinde olduğu gibi... Ayrı bir not, Serena Williams'ın backhand'ini geliştirme şekillerinden biri antrenmanlarda backhand'i için solak olarak çalışması imiş... Yani sadece sol eliyle backhand vurmaya çalışması. Bir müddet sonra sağ elini ekliyormuş olaya. Bunu henüz sadece evde denedim ama gerçekten haklı gibi...

Servis hızımı arttırmam için geliştirmem gereken üç şey olsaydı, bunlar neler olurdu? Birincisi topla buluşma anında raketi topa düz gelecek şekilde ayarlayabilmem, yani pronation'ı tam zamanlamam, ikincisi raketin kafa hızını arttırmam, üçüncüsü ise raketin ucuna yakın bir noktası ile topa vurmam. Herbirini kısa bir şekilde irdeleyeyim... Pronation 'ın etkisini biliyorum ama zamanlamasını tam olarak ayarlayamıyorum ve dolayısıyla biraz slice vuruyorum toplara. Bu da topun çıkış hızını inanılmaz ölçüde azaltıyor. Bu problemi düzeltemiyorum da... Daha çok alıştırma ve mental tasvir yapmam gerekecek.  Yukarıdaki maddeyi düşünmezsek topun hızını belirleyen en önemli şey raketin kafa hızı. Kullanılan kordaj, raketin kalitesi vb. bunlar da mutlaka etkiliyordur ama en önemlisi raketin hızı. Çünkü topun yatay hızı 0. Dolayısıyla kazanacağı en büyük yatay hızın kaynağı bizim raket hızımız. Son olarak topla raketin ucuna yakın buluşursam (en ucu değil tabi, kasnağa çarpmam...

Forehand ve backhand'lerde en önemli noktalardan biri kolun izlediği yol. Eğer topa raket hareketi yere paralel bir şekilde vuruyorsak veya vuruşun herhangi bir noktasında kolda bir duraksama varsa problem var demektir. Bu gibi durumları yaşadığımızda bir kaç ipucu ile çözmeye çalışabiliriz; Raket kafası aşağıdan yukarı doğru hareketine devam ederken vuruş gerçekleşmeli veya Kolu topa vurmak için açtıktan sonra kesintisiz ve sert bir şekilde aşağı doğru savurmalıyız (abartarak) veya Biraz ağır gelebilir ama topu bir surata benzetirsek, vuruş esnasında burnuna değil de çenesine vuruyormuş gibi düşünmeliyiz Bana öyle geliyor ki, "vuruş" kelimesi tam olarak raketimizle yaptığımız hareketi anlatmıyor. Aslında yapılması gereken şey tam anlamıyla bir "savuruş". Hatta biraz daha abartayım; umursamazca, kaygısızca, pervasız, gamsız, vurdumduymaz ve düşüncesizce bir savuruş.

Hemen hemen her vuruş tipinde ama özellikle ground-stroke'larda vuruş esnasında oluşturduğum topla aramdaki yatay mesafe vuruş kalitemi çok ciddi anlamda etkiliyor. Eğer topa biraz yakın kalırsam, vucüdumu ve hatta vuruş kolumu son anda kendime doğru çekmek zorunda, eğer biraz uzak kalırsam, vucüdumu ve vuruş kolumu son anda uzatmak zorunda kalıyorum. Bu ayarlamaları zamanında yapamadığımdan vuruş kalitesi negatif anlamda etkileniyor. Bu mesafenin iyi olmamasının görünür nedenleri; iyi pozisyon ala ma mam, topun sektikten sonra izleyeceği yolu kestire me mem. Konsantrasyon, dayanıklılık, yetenek ve alıştırma eksiklikleri kök nedenler. Kendimi ve kolumu extra çekmeye veya uzatmaya mahal vermeden topla vuruş anımda kolumu rahatlıkla savurabildiğim her vuruşta yatay anlamda iyi pozisyon almışım demektir. Peki topla aramdaki mesafe kalça yüksekliğindeki toplar için ne kadar olmalı? Benim için bu rahatlık, topla vuruş anımda vucüdum ile raketin sapı arasındaki boşluğun raketi...

Bu kadar sert gözükmesi ilk bakışta teniste yanlış algılamalara yol açabilir. Örneğin daha hızlı vuruşlar daha sıkı tutuş anlamına gelmiyor kesinlikle. Veya daha sert toplar, vücudun kaskatı kesilerek vuruş yapılmasının sonucu değil. Tam tersine olabildiğince vücudun rahat olması, salınımın daha hızlı olmasını sağlayabilir. Yanlış anlaşılmasın, vücudun rahat olması, kasların gevşek olması demek değil. Hareketi kısıtlanmamış eklemler ve vücut parçaları (kol, bacak, bilek, vb.) kaslar yardımı ile hızlı hareket ettirildiğinde çok daha etkili vuruşlar ortaya çıkıyor. Ayrıca bu esneklik sakatlık riskini de düşürüyor. Bir çok vuruş tipinde bu rahatlığın pozitif etkilerini (veya kasılmanın negatif etkilerini) tecrübe ettim ama şimdi gelelim bir tanesine; serviste grip konusuna. Serviste salınım ne kadar rahat olursa hareket kesintisiz olacağından, Bir o kadar az sakatlanırız Bir o kadar sert vuruşlar çıkarabiliriz İkinci pozitif etki için doğru teknik çok önemli. Ama endişeden dola...

Her spor aktivitesinden önce ısınmak gerektiğini biliyoruz. 4-5 sene önce iki türlü ısınma tipi olduğunu araştırmalarda okumuştum; dinamik ısınma ve statik esneme. Aslında isimlerinden de anlaşıldığı gibi dinamik ısınmada vücut hemen hemen komple hareket halinde olmalı. Asıl amaç kasların ve eklemleri gevşetmek, ayrıca kan akışını arttırarak vucüdu ısıtmak :) Statik esnemede ise hareketi sınırlayarak kalp ritmini değiştirmeden vucüdu esnetmek ("1 dakika şu pozisyonda dur" gibi.) Şimdi denen o ki, statik esneme kas gücünden %30 kadar götürüyormuş ve sportif aktivite öncesinde kesinlikle yapılma ma sı gerekiyormuş :) Spor öncesi dinamik ısınma teknikleri ise daha revaçta olan tekniklermiş. Tabi bilim bu... Bugün araştırmaların sonucu budur, yarın başka bir şey ortaya çıkabilir. Hatta son dönemlerde yukarda bahsettiğim yargılar tekrar değişmeye başlamış ve spor aktivitesine göre ikisini birden yapmanın da mümkün olabileceği ortaya çıkmış. Hatta, sıkı durun, tenis gib...

Dwell time is the duration of the contact of a tennis ball with the strings of a tennis racquet. According to the research ( 1 , 2 ) dwell time of a ball on a racquet is 5 milliseconds on average. That is 5 thousandth of a second! That is a hack of a considerably short time... But come to think of it, all the preparation, execution and the post-execution is all for a PERFECT 5 milliseconds :) What do I mean? Racquets, strings, grip variations, ball types, court surfaces, the tennis shoes, the dri-fit clothes, hats, fitness, endurance, drills, videos, readings, thousands of decisions, backswings, single hands, two hands, variations, locking the wrist and other techniques, follow throughs, foot-work, inhales/exhales, tactics, strategies.... just for the right 5ms. Oh and for the happiness, self-esteem, better health, good communication and perception...

Garsonluk mesleği ile klişeleşmiş servis tabağı tutma şekli tenis servisleri için çok da uygun olmayan bir hareket biçimi. Çünkü bu şekilde ön kolun içe doğru pronation'ının sağlamak ve dolayısıyla vuruşlarda hız (pace) elde etmek mümkün değil. Daha önce derslerde ve özellikle maçlarda çektiğim video'ları izlerken servis hareketi esnasında raketi düşürüşümün yukarıdaki resimde olduğu gibi garson servis tabağı taşıma hareketine benzediğini farkettim. Tabi bu düşürme hareketi çok hızlı gerçekleştiği için slow-motion ile daha net görülebiliyor. Bu yanlış hareketimin sadece düşürüşte olduğunu ve servislerimin hızlı gitmemesinin başka bir kök nedeni olduğunu biliyorum. Ama bunu da düzeltmek için üzerine biraz çalışmanın zararı olmayacaktır. Yapmam gereken Trophy pozisyonu sonrası raketimin kenarı yere dik gelecek şekilde düşürmem. Diğer bir deyişle raket düşürürken kordaj telleri (raketimin yüzü) yere paralel olmayacak. Belki bu şekilde vuruşlarım biraz daha hız kaza...

Where at the racquet strings should we meet the ball for the lowest impact on our hand and wrist? The answer is Center of Percussion, aka COP. According to Wikipedia, "The Center of Percussion is the point on an extended massive object attached to a pivot where a perpendicular impact will produce no reactive shock at the pivot." That is so since when the ball hits COP, the center of the rotation of the racquet becomes the grip/ our hand. which means that place doesn't move, which means it doesn't vibrate violently, which means no force applies to our hand... The pivot for a tennis racquet is our hand. COP for a tennis racket is shown below; Very similar place where our coaches tell us where the sweet spot should be...

Rafael Nadal'ın  neden sol elini ve parmaklarını sardığını anlamak zor değil. Topa sağlam topspin vermek için o kadar hızlı savuruyor ki raketi, elinden uçmasın diye grip'i bir o kadar sıkı tutması gerekiyor. Peki biz ölümlülerin raketi sıkı tutması topun rebound hızında çok şey değiştiriyor mu? Rod Cross'un bilimsel olarak açıklamasına göre HAYIR. Raket elden fırlamayacak kadar sıkı tutmak yeterli. Topun raket ile temasında aslında normal gözle gözükmeyen bir çok etkileşim gerçekleşiyor. Ground-stroke'larda bazen slow motion video'larda top sektikten sonra hem raketin kenarlara yayılan küçük ve hızlı titreşimini hem de bazen yere paralel eksende yaptığı büyük titreşimleri görmek mümkün. Denilen o ki, topun raket ile teması 5ms. Ama bu temasın oluşturduğu titreşimin raketin grip'ine (yani onu tutan elimize) gidip geri gelmesi 5ms'den daha uzun süre. Yani elimizle sıkı veya gevşek de tutsak raketi, bunun etkisi topa ulaşana kadar top çoktan raketi te...

Aradan nerdeyse 5 ay geçmiş bakalım ITN seviyemde bir değişiklik var mı? Aşağıdakiler ITN 8 kriterleri için verdiğim cevaplar. Her cevap ilgili kriterin altında ve kalın harflerle . ITN 7'i de zorlayabilirdim ama hadi yine objektiflik bende kalsın. General Competitive Level Learning to judge where the ball is going, although court coverage needs to be improved substantially. EVET When playing with other players of the same ability this player can sustain a short rally of slow pace with modest consistency. EVET Serve Attempting a full swing EVET There is little difference between the pace of first and second serves. BAZEN Gets the ball in play at a slow pace. ÇOĞUNLUKLA Toss needs to be more consistent. EVET Return Can return a slow paced serve. EVET Will often have an abbreviated follow through. EVET Baseline Game Forehand form is developing. EVET Player is positioned and prepared for moderately paced shots. EVET Backhand grip and pre...

Geçen gün aşağıdaki video ile karşılaştım. Görüntüde topun Berdych tarafında iki defa sekip sekmediği tam olarak anlaşılmıyor. Ama Berdych'in vuruşundan sonra topun kazandığı topspin miktarı nedeniyle Federer topun aslında iki defa sektiğini ispatlamaya çalışıyor hakeme. :) Tam olarak işin fizik mekaniğine girmesini beklemek mantıksız tabi ama gerçekten de haklı Federer. Topun Federer'e yönlenirken topspin kazanması bence Berdych tarafında iki defa sektiğini göstermez. Çünkü Berdych topa slice vurmuyor. Zaten Federer'in söylediği de bu değil. "Eğer bir defa sektikten sonra vurmuş olsa" diyor "daha yukarı çıkardı..."  :) Ama top öyle bir topspin kazanıyor ki neti geçtikten sonra aşağı yöneliyor. Federer'e giden topun bu kadar topspin kazanması ancak Berdych'in raketine iki defa çarpması veya topun iki defa sekmesi ile olabilir. Top vuruş öncesinde ne kadar hız kaybederse alacağı topspin de o kadar fazla olmalı...

I was kind of obsessive about "winning" when I was a kid and in adolescence. Mostly about exams and sometimes about sports. However, it seems now that it's not all about winning. There are downs and ups of life and we should consider ourselves lucky as long as we are in a good shape and nothing catastrophic happens to us or our family. For more than some years I'm in this state of mind and may as well be called "looser" by some. I also have the same state of mind for tennis. Challenges for a sport like this are obvious and are liked very much by me, too. Getting good, aesthetic and fluid in what I do matters more than winning a match. Don't get me wrong, now. I like winning matches. But I like getting better day by day more. For me it's about %80 flow-state (loosing myself), %10 having fun and %10 winning.

Servis doğru yapmanın en zor olduğu vuruşlardan biri. Nerden mi biliyorum? 6-7 aydır servis atmaya çalışıyorum ve benim için en zor gelişen vuruş tipi servis. Bir çok parametrenin yanında en önemlileri esneklik, yetenek, güç ve dayanıklılık gerektiriyor (e daha ne kaldı...). Servis vuruşunun belli temel bir tekniği var ama profesyonel sporcular da bile çeşitliliği çok. Hemen hemen her sporcu farklı bir stil geliştirmiş ve bu sporcular arasında bir servisin diğer servise göre farklılıkları oluyor. Bu farklılıklardan biri de topun vurmak için havada ne kadar yükseğe atılması. Peki servis esnasında topu ne kadar yükseğe atmalıyım? Tecrübelerime göre yeteri kadar hazırlanabilmem için maksimum boyumun iki katı kadar yükseğe atmam yeterli oluyor. Bu da yaklaşık 3 ila 3.5m kadar. Buluşma yerine topun bu kadar yüksekten düşmesinin tabi ki dezavantajı var. Zamanlama. Çünkü top düşerken hız kazanıyor ve en ufak bir zamanlama hatası topun hızına orantılı olarak aldığı yol kadar hatalı bi...

Bu konuya benzer bir ipucunu yazmıştım ama başka bir açıdan bir kez daha bakmak istiyorum. Özellikle forehand ground-stroke'larımda raket sapının çok ucundan tuttuğumu farkettim. Acaba bu yanlış mı? Raketin ne kadar ucundan tutmalıyım?  Bu soruya basit bir google görsel araması yardımı ile cevap bulabilirim. Örneğin aşağıda Federer'in volley vuruşunu görüyoruz. Küçük parmağı raket sapının şişkin kısmında ve elin hypothenar   denilen alanı ise sapın bir miktar altında kalıyor. hypothenar   Peki daha ileri gidemez miyiz? Tabi ki de... Aşağıda Nadal'ın tutuşunu görebilirsiniz. Küçük parmak nerdeyse sapın dışında kalacak. :) Bu durum rakete belki bir miktar daha fazla hız kazandırabilir, malum kuvvet yerindeyse raket kafa hızı uzunluktan dolayı artacaktır. Hatta bu tutuş, kolun daha rahat hareket etmesini sağlıyor olabilir diye düşünüyorum. Sonuç olarak demek ki çok aşağıdan tutmuyorum. Aynı durumun servis için de geçerli olduğunu unutmamak laz...